Orhaneli, Ege Bölgesi’nde bulunan, Bursa
iline bağlı bir ilçedir. İlçenin asıl adı
Orhan İlidir. Eski adı Rumca Adrianos >>
AdranosturCoğrafi Konumu
Doğusunda Keles, güneydoğusunda Harmancık,
güneyinde Büyükorhan, batısında Mustafakemalpaşa
ilçeleri, kuzeyinde Bursa’nın merkez ilçeleri
bulunmaktadır. Bursa’ya karayolu ile 48 km,
kuşuçuşu 30 km uzaklıktadır. Nüfusu 7500’dür.
Bursa nüfusunun %1,4’ü Orhaneli’nde
yaşamaktadır.
Yüzey Şekilleri ve İklim
Orhaneli, Bursa’nın güneyindeki engebeli
düzlüklerde yeralmaktadır. İlçenin dağlık
kesimleri kayın, kızılçam, karaçam, meşe, ardıç
ormanları ile kaplıdır. Adırnaz (Orhaneli,
Kocasu, Rhyndacos Ρυνδακος, Rhyndacus) çayı
ilçeden geçer. İlçe, ılıman Akdeniz iklimi ile
Ege ve Marmara'nın kara iklimini taşımaktadır.
Ekonomi
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı olan
ilçede çilek, vişne yetiştirilmekte ve bu
ürünler ihraç edilmektedir. Koyunları
yetiştirilen ilçede hayvancılık büyük gelir
sağlamaktadır. Krom, linyit, manyezit, asbest,
dolomit, mermer, talk, kalsit, feldispat,
siyanit, kireç taşı, demir içeren maden
yatakları bulunmaktadır.
Tarih
İlcenin eski adı olan Adranos, burasını avlak
olarak kullanan Roma İmparatoru Hadrianus
117-138'un adından gelir. Doğu Roma (Bizans)
döneminde psikoposluk merkezi olan Orhaneli,
1325’de Orhan Bey'in emri ile Turgut Alp (Turvud,
Turud >>> Durgut, Durud) tarafından Osmanlı
Beyliği'ne katılmıştır. İlce merkezindeki Durdu
Bey camisinin adı buradan gelir; mescidin
kaybolmuş orijinal vakfiyesine sözlü aktarımla
yeniden yazılan vakfiyelerde Turgud adının
yanlış okunması yüzünden Durdu diye
bilinmektedir.
Ertuğrul Bey 1188-1281 ile oğlu Ataman
1258-1325 (sonradan Yıldırım takmaadlı I.
ebâyezîd, Arap olan büyük dedesi Türkmenler'in
takmaadla Ede-Balı diye andığı Şeyh'in soyundan
gelmeyi şeref saydığından, dedesi Ataman'ın
adını Osman yaptı ) 1279'dan başlayarak Anadolu
Selçuklu Devleti'ne tabi "uçbeyi" idi, 1299'da
Ataman, gene Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı
"büyük uçbeyi" oldu, oğlu Orhan Bey de "Büyük
uçbeyi" idi, 1318'de artık Anadolu Selçuklu
Devleti, İlhanlı Devleti'ne katıldığından Orhan
Bey, İlhanlılar'a tabi olarak, İlhanlı Meliki
Ebu'l Gazi Bahadır Han ölünceye dek durdu, Ebu'l
Gazi Bahadır Han'ın 1335'te ölümünden sonra da
istiklalini ilan etti, böylece "sultan" unvanını
kullanmaya başladı. 1320'den beri ordunun
başında bulunan Orhan Bey, devlet kurumlarını
kurdu, daha önce devlet kurumları yoktu, bunları
Adranos mıntıkasında yaptı, bu yüzden de asıl
devlet kuruluşunun yapıldığı yere Orhan İli
dendi.
Kazanın tapu kayıtlarında şimdi bile Orhan
Bey'in mülkü olan köyler vardır, İlbese
(Süleyman Bey, Baş, Orta, Koçu) ve Danişmend-i
Atik (Eski Danişment) gibi. Orhan Bey'den mülk
olarak aldığı Cebel (Dağ) mıntıkasını vakıf
yapan 1. Murad'ın vakfına yerli halk hâlâ vakıf
kelimesinden bozma "makıf" der. Bu arazi,
şimdiki Keles (Keles-i Cedid, Kilise-i Cedid,
Cebel-i Cedid) ilcesi, şimdiki OsmanGazi'ye
bağlı Soğukpınar beldesi ile Orhaneli çayının
kuzeyinde kalan bütün arazidir, buraya eskiden
Cebel nahiyesi denirdi.
Daha önce Hadrianoi, Hadrianea, Hadrianus ad
Olympum, Hadrianea ad Olympum, (öteki
Adrianos'lardan ayırt etmek için Olympos
(Ολυμποσ)/Keşiş Dağı/Uludağ'daki Adrianos
denmiştir. Benzeri olarak Olympos'un Roma İmp.luğu'ndaki
öteki Olympos adlı yerler ile karıştırmamak için
Olympus ad Mysia (Misya'daki Olimpos denmiştir.)
Hadrianoi (Rumca Adrianoi αδρίανοί), Hadrianea,
ve yerli Rum ağzında bozularak "Adranos" ve
Türkmen ağzı ile "Adırnaz" adlarıyla bilinen
ilçenin merkezi Beyce kasabasıdır. Eski Yunan'ın
meşhur hatibi Aristides, buralıdır. 1325'ten
1911'de Hüdavendigar Eyalet Meclisi adını Orhan
İli ( اورخان ايلي) olarak değiştirinceye değin
ilcenin (kaza) adı "Adranos" (yanlış imla
yüzünden yanlış okunarak Atranos) (ادرنوس, ya da
yanlış imla ile اطرنوس) idi. 1934 yılında TBMM
kararı ile Beyce ( بكجه) kasabasının adı da
ilcenin adı da Orhaneli yapılmıştır.
Genel kanıya göre 1325 yılında, Orhan Gazi
zamanında, onun buyruğuyla soylulardan Turgud
Alp Turgud Bey (ya da yanlış imla ile Turvud,
Turud, ayrıca bu yanlış imla yüzünden yerli halk
"Turdı", "Turdu", "Durdu" Bey sanmıştır.)
kumandasındaki ordu tarafından alındı. İbn-i
Kemal'in yazdığına göre Adranos Kalesi'ne
gelindiğinde kale boştu, Tekfur ile halk dağlara
kaçmışlardı, ordu onları takiple bulmuş, halk
teslim olmuş ama tekfur kendini Alita Dağı'ndan
aşağıya ırmağa doğru kayalıklara atarak intihar
etmiştir. Daha sonra Orhan Bey'in buyruğu
ulaşımı zor olan bir yer olduğu, yeniden buraya
sığınan düşmanın başa bela olacağı sebebi ile
kale ile çevresindeki surlar yıkılmıştır.
1869 ile 1881 arasında Adranos Kazası Cebel (Keles)
nahiyesi ile birlikte, Brusa (بروسا ya da yanlıi
imla ile بروسه) Sancağı merkez kazaya bağlı
nahiye yapıldı, Harmancık Nahiyesi 1869-1870'de
1 yıl için kaza yapıldı ama Adranos nahiyesi
Brusa'ya bağlandı, 1871-1881 arasında Harmancık
ve Gökçedağ nahiyeleri Kite(Karacabey) Kazası'na
bağlı kaldı, 1882'de yeniden eski idari sisteme
dönülüp, Adranos yeniden kaza yapıldı, Cebel (Keles),
Harmancık, Gökçedağ nahiyeleri Adranos Kazası'na
bağlandı. 8 Temmuz 1920’de Yunan işgaline
uğramış ve 9 Eylül 1922’de işgalden
kurtulmuştur.